Sağlık muayenesinin bir parçası olarak herkesin belli dönemlerde göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir.
Bedenin bir çok hastalığı gibi gözümüzün de bazı hastalıkları sessiz ve bulgusuz seyredebilir. Bu nedenle yapılacak rutin göz muayenelerinin önemi büyüktür. Erken tanı ve tedavi göz sağlığı için çok değerlidir.
Yaptığımız genel göz muayenesinde hastalarımızın görme keskinliğini, göz hareketlerini, göz yaşı fonksiyonu değerlendirmekte; yaşlanmaya, sistemik hastalıklara veya dejenerasyona bağlı değişiklikler ile bulunduğu yaş dilimine ait olası göz hastalıklarını özenle taramaktayız.
Özgeçmişinizi öğrenmek için kliniğimizdeki göz doktorları göz sağlığı yanında genel sağlık durumunuzla ilgili çeşitli sorular sorabilirler. Öykünüzün alınmasını takiben göz muayenenize geçilir. Önce görme keskinliğiniz ölçülür. Bu amaçla hem yakın hem de uzak için üzerinde harflerin ve şekillerin bulunduğu çeşitli tablolar size gösterilir ve sizde kırma kusurunun olup olmadığı araştırılır.
Hastada kırma kusurunun bulunması demek, gözün ilgili mesafelerdeki şekilleri görmek için göze gelen ışığı gerektiği gibi kıramaması demektir. Bu durumda görme bulanık olur ve cisimler net seçilemez.
Dört tip kırma kusuru vardır:
►Miyopi: Yakındaki cisimler nettir, ancak uzaktaki cisimler bulanık görünülür.
►Hipermetropi: Hem uzak hem de yakındaki cisimler bulanıktır.
►Astigmatizma: Gözde kırmanın en yüksek oranda sağlandığı korneada yatay ve dikey eksenlerindeki uyumsuzluktan dolayı görüntü retina üzerinde nokta şeklinde değil çizgi şeklinde oluşur. Bunun neticesinde hem yakındaki hem de uzaktaki cisimler bulanık görünür.
►Presbiyopi: Bu durumda göz uzaktaki cisimlerden yakın cisimlere bakması gerektiğinde uyum sağlayamaz ve yakında net görme oluşmaz.
Birçok kişide bir veya bazen bir kaç kırma kusuru birlikte olabilir. Bu kırma kusurunun düzeltilmesi için başta gözlük veya kontakt lens kullanılırken, istekli olan hastalar refraktif cerrahi açısından değerlendirilir.
Kırma kusuru dışında doktorlarımız muayene sırasında bazı testleri size uygulayacaklardır. Amacımız aşağıdaki göz fonksiyonlarınızı tespit etmektir. Bunlar:
• Göz kaslarının koordinasyonu
• Göz yaşı fonksiyonu
• Göz bebeğinin ışığa yanıtı
• Göziçi basıncı
• Periferik görme
• Gözün ön segmentinin yapısı
• Renk görme
• Gözün arka segmentinin yapısı
Muayeneden sonra muayene bulgularını sizinle paylaşacak ve tedaviyi sizinle planlayacağız. Bazen sadece bir takım tavsiyelerle klinik takibimize girmeniz yeterli olabilirken bazen ilaçlar ile tıbbi tedavinizi düzenleyeceğiz. Bazı durumlarda ise hastalığınızın tedavisi için size cerrahi yöntemlerden birini önereceğiz.
İstanbul RETİNA Enstitüsü retina, makula ve vitreus hastalıkları konusunda uzman bir klinik olmasından dolayı oküloplastik cerrahi veya şaşılık ameliyatı gibi başka uzmanlık gerektiren alanlarda bir tedavi uygulanması gerektiğinde, hastalarımızı tavsiye edeceğimiz doktorlara yönlendirmekteyiz. Tedavileri tamamlanan hastalarımızın daha sonraki takip ve tedavileri kliniğimizde devam etmektedir.
Eğer ailenizde bellirgin göz hastalığı veya sorunu varsa aşağıda önerilen sürelerden daha yakın aralıklarla muayene olmanız gerekir:
Okul öncesi
Hiç bir bulgu vermeksizin ciddi görme problemi olabileceği düşünülerek 2-3 yaşına gelen her çocuğun göz muayenesi olması ve daha sonra düzenli aralıklarla göz muayenesini sürdürmesi gerekir.
Eğer sizde veya diğer aile bireylerinin soygeçmişinde göz problemi varsa veya çocukta aşağıda belirtilen durumlardan biri veya bir kaçı bulunuyorsa en kısa sürede çocuğunuzu bir göz doktoruna getirmenizi öneririz.
Çocukta önem ve aciliyet arz eden bulgular veya durumlar: • Katarakt • Strabismus (şaşılık) • Pitoz (üst göz kapağı düşüklüğü)
Okul Çağı – 19 yaş
Büyüme ve gençlik döneminde bulunan herkesin 2 yılda bir göz muayenesinden geçmesi sağlanmalıdır. Tashih edilmemiş kırma kusurları çoğu kez öğrenme ve okuma güçlüklerine yol açmakta ve tek taraflı kırma kusuru ile her iki gözdeki ileri kırma kusurları ve şaşılık göz tembelliğine neden olarak kalıcı görme kaybıyla sonuçlanabilmektedir.
20 ile 39 yaş arası
Çocukluk ve büyüme dönemini göz sağlığı açısından sorunsuz geçiren genç yetişkinlerin bu yaş diliminde çok büyük problemi çıkmayabilir. Ancak iş ve sosyal açıdan aktif bir dönem olması sebebiyle bu dönemde kişinin çalışırken, spor yaparken, hobilerini gerçekleştirirken olası bir göz kazasını engellemek için gereken durumlarda koruma amaçlı gözlük takması önerilir.
Hiç bir göz şikayeti bulunmayan sağlıklı kişiler yine de 20’li yıllar içinde en az bir; 30’lu yıllar içinde en az iki kez tam bir göz muayenesinden geçmelidirler.
Eğer aşağıda belirtilen durumlardan veya şikayetlerden birine sahipseniz mutlaka bir göz doktoruna görünmenizi öneririz:
• Görmede değişiklik veya gözde ağrı • Işık çakmaları • Uçuşan noktalar veya gölge görüntüler • Düz çizgileri eğik veya kırık görme • Gözde yanma, batma
40 ile 64 yaş
Bu dönemde göz hastalıkları açısından hiç bir bulgusu olmayan veya risk faktörü taşımayan kişilerin göz fonksiyonları ölçülmeli ve bazı göz hastalıkları açısından taranmalıdırlar. Çünkü 40’lı yaşlar bir takım göz hastalıkların erken bulgularının başladığı yaşlardır.
Erken konulan tanı görmenin korunması ve kaybın yavaşlatılması bakımından önemlidir.
Yapılan muayenede saptanan bulgulara göre bir sonraki göz muayenesinin zamanı doktorumuz tarafından size bildirilecektir.
Diabet, hipertansiyon ile bazı romatizmal hastalıkları olan kişilerin göz tutulumları olabileceği için bu yaş grubundaki kişilerin bu açıdan göz taramasından geçmeleri önemlidir. Göz bulguları ile diğer sistemik bulguların sonuçlarının hem göz doktoru hem de dahiliye uzmanı hekim tarafından takibi önemlidir.
65 yaş ve üstü
65 yaş üstü kişilerin katarakt, glokom, yaşa bağlı makula hastalığı, diabetik retinopati ve diğer bir takım göz hastalıkları açısından mümkünse muayene eden hekimin belirleyeceği bir sıklıkla göz muayenesinden geçmesinde fayda vardır.